“Acaba hamile miyim?” diye kendinize sorarken bir baktınız eşinizle doktor kapısındasınız. Belki de sabırsızlandınız, eczaneden bir test alıp sonucu öğrendiniz bile. Evet, hamilesiniz. Doktor çağırdı içeri, başladı jeli sürmeye karnınıza… “Evveeet, bakalım kim varmış burada?” derken “Hmmm..” dedi doktor, sizin kaşlarınız çatıldı. Neler oluyor? “Ben burada iki kese görüyorum, kim değil, kimler varmış orada?”

İşte o anda hayat durdu… İki tane mi? Yani ikiz mi? (İkiden çok da olabilir bu arada:)

Ve…

Araştırmalar, soruşturmalar başladı. Çünkü; ikiz anneliği başka bir yaşam şekli geliştirmektir. İkizlere özel yeterli kaynak da pek yoktur, bu nedenle kendi yöntemlerinizi geliştirirsiniz. İşte, bu nedenle, baş edemeyeceğini düşünen ikiz anne adayları için hamilelik ve ilk 6 aylık dönemde öğrendiklerimi paylaşmak istedim.

İşte bu benim hikayem…

Çoğul gebelik olduğunu öğrendiğim anda hiç de öyle sevinçten havalara uçup “Yaşasın çifte mutluluk yaşayacağız!” diye düşünmedim; aksine gayet üzüldüm. İnanıyorum ki ikiz annesi olup bu duyguyu yaşayan pek çok insan vardır. Aklımdan hep olumsuzluklar geçti. Hamilelik sürecimi sağlıksız geçireceğimi, çok kilo alacağımı, tekrar eski fiziğime dönemeyeceğimi, bebeklerimin vaktinden önce doğacağını, uzun süre kuvözde kalacaklarını, ikisine birden sütümün asla yetmeyeceğini, kendi hayatımın artık bittiğini, ikisine birden yetemeyeceğimi, baş edemeyeceğimi, çok sinirli olacağımı düşünüyordum.

Ama, bakın, nelerle karşılaştım, neler öğrendim?:

Öğrendim ki her gebelik riskli ve zordur; ama çoğul gebelik daha risklidir, daha zordur  (en basit örnekle mide bulantısına neden olan hormon daha fazla olduğundan mide bulantısını çok daha fazla yaşarsınız) ama her sıkıntının altından sağlıkla çıkabilirsiniz. Çok zor günler geçirdik, hatta onları kaybettiğimi düşündüğüm günlerim de oldu. Fakat çocuklarım hep benimle kaldı; hayata tutunmaya ve içerdeki sıkışık alanda birbirleri ile mücadeleye devam ettiler :)

Öğrendim ki ikiz gebelikte çok kilo almamak da başarılabiliyormuş. Sadece 10.5 kilo (gebelik öncesi 52 kilo idim) alarak tamamladım hamileliğimi. İkiz bebekler için sağlıklı kilo alımı haftada 500 gr.’dır. Her hafta aynı gün, aynı şekilde tartıldım ve bu sınırı hep korudum. Sağlıklı beslendim. Nasılsa hamileyim diye ipin ucunu hiç bırakmadım. Hamile olduğumu hiç unutmadan ama hayatımdan kısmadan geçirdim bu dönemi. 16. haftadan 35. haftaya kadar haftada 2 gün pilates yaptım. Her gün en az 30-45 dk yürüdüm. 35. haftayı tamamlayana kadar çalışmaya devam ettim.

Öğrendim ki bırakın eski halime dönmeyi hatta daha zayıf bile olabilirmişim. Meğerse emzirerek ne çok kalori harcanıyormuş.

Öğrendim ki ikizler illa ki vaktinden önce doğmazlarmış. İkiz anneliği hep erken doğum için tetikte beklemektir. Bu duruma karşı hazırlıklıydım ama her zaman vaktinde doğacaklarına inandım. Tek bebekler için hangi hafta ne normal ise ikizler için iki hafta öncesi normal kabul edilir. Örneğin tek bebekler için 40. haftada doğum normalken ikiz bebeklerde 38. hafta normaldir. 38 haftayı sağlıkla tamamlayıp dünyaya geldiler .

Öğrendim ki ikizler illa ki uzun süreler kuvözde kalmayabilirmiş. Bir tanesi 2.500 gr altında doğduğundan kontrol amaçlı iki gece, diğeri ise solunum sıkıntısı nedeni ile iki saat kuvözde kaldı. Hastaneden üç gece sonra hep beraber taburcu olduk.

Öğrendim ki iki bebeğe birden sütüm yetebilirmiş. Hastane (bebek dostu hastane olmasına rağmen formül mama verdi maalesef bebeklerime)ve doktorlar genelde sütün yetmeyeceğini söylerler, aldırmadım. Bir annenin 2,5 bebeğe yetecek kadar sütü olabileceğini araştırıp öğrenmiştim. Sütü arttırmak için çok mücadele ettim elbette, hastaneden çıktığım andan itibaren bebeklerime hiç mama vermeden sadece anne sütü ile besledim, gayet sağlıklı gelişimlerine devam ettiler. Şu an 17 aylıklar ve ben hala emzirmeye devam ediyorum.

Öğrendim ki (belki “Hayatım bitti!” diyemem ama) bir süre bazı şeylere ara vermem gerekiyormuş. Bunu kabul ettim. “Sosyal hayattan kopmadım.” diyebilmek için kendimi ve çocukları perişan etmiyorum. Sosyalliğimi öğle yemeklerine sığdırmaya çalışıyorum :) Bebeklerim 3,5 aylık olduğunda işe döndüm. Doğum izni ikiz anneleri için sadece 2 hafta daha fazla. Ben işe karalar bağlamadan gayet neşeli döndüm. Geceleri sayamadığım kadar çok kalkıyorum, çok yorgun oluyorum; evet, ama bir çay, kahve içmenin tadını alıyorum, yemek yiyorum sakince, kafamı başka yönlere çevirebiliyorum, gündemi takip edebiliyorum. Pijamaları çıkarıp şık giyinip, makyaj yapıp işe gitmek bana çok iyi geldi.

Öğrendim ki ikisine birden aynı anda yetişebilmek her zaman mümkün olmayacak, bunu da kabul ettim, ama elimden gelenin en iyisini yapabilirim. İkisi birden acıktığında, aynı anda emzirdiğim anlar oldu, hala oluyor. Mümkün olduğunca beslenme ve uyku düzenlerini aynı anda ya da art arda yapıyorum. Düzenleri ne kadar senkronize olursa size nefes almak, ortalığı toparlamak, yemeklerini yapmak ya da kendi ihtiyaçlarınız için biraz da olsa vakit kalır.

Öğrendim ki deneyimledikçe baş edebilirmişim bu durumla. Hastane dönüşü evde ilk günler karmaşa içinde geçti. İlk 6 hafta her şeyi not ettik. Hangisi, ne zaman, kaç dakika emdi, ne zaman bezini aldık, ne zaman uyuyup uyandı. Bu karmaşayı daha düzenli atlatmayı denedik bu şekilde ve işe de yaradı.

Öğrendim ki doğa anneliğe, yorgunluğa hazırlıyormuş bedenimi. Kendimden hiç beklemediğim kadar sabırlıymışım. Canım yana yana sürekli emzirebilirmişim, geceleri sayısını unuttuğum kadar kalkabilirmişim.

Geçirdiğim 17 ay sonunda, şimdi düşünüyorum da ya birinden biri olmasaydı. İşte o zaman evimiz hiç bu kadar curcuna içinde olmayacaktı, hayat daha rahat olacaktı belki; ama bu kadar neşe içinde de olmayacaktı. Birbirlerinin yokluğunu hemen fark eden, hem birbirlerini tartaklayıp ağlatan hemen arkasından sarılan, gülen; koşturan, birbirini taklit eden, aynı anda dünyaya gelmiş,  aynı şekilde beslenen, aynı şekilde davranılan ama farklı iki bireyin büyümesine tanıklık etmek müthiş bir deneyimmiş.

Poyraz’la Kuzey’in annesi

 

Uykusuz Anne’den not: Poyraz’la Kuzey’in annesine bu güzel yazısından dolayı teşekkür ediyorum. Umarım işinize yarar. Merak etmeyin, her madde için nasıl başardığı konusundaki yazılarla ilgili de ikiz annemizin peşindeyim. Sevgiler.

Uykusuz Anne’den not: Bu yazıyı beğendiyseniz “Doğum sonrası için cankurtaran yedi öneri” isimli yazı da dikkatinizi çekebilir.

fotoğraf kaynak: ellen.warnerbros.com, www.etsy.com

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *